Yıpranmış Tom Riddle anısı, Privet Drive numara dört'ün verandasında oturmuş, Harry Potter'ın alnında bulunan Horcrux'a umutsuzca baskı yapıyordu.
veya
Harry Potter'ın zaman içinde kaba bir şekilde geriye atıldığı ve kafasının içinde sızlanan Voldemort ile başa çıkmak zorunda kaldığı; en azından Ölüm'ün özür dileyecek kadar nezaketli olduğu bir olay.
Harry Potter ilk Crucio büyüsünü başarılı bir şekilde gerçekleştirdiğinde, kafasındaki karanlığı uyandırdı. Fısıldar ve asla yanılmaz. Karanlık açtır ve reddedilmeyecektir.
‘Karanlıkta bir ışıkla gitmek, ışığı tanımaktır. Karanlığı tanımak için, karanlığa dalın, görüşünüzden vazgeçin ve karanlığın da çiçek açtığını ve şarkı söylediğini görün.’
Harry kendini tekrar müdür odasında buldu. Dumbledore kapıya doğru bakıyordu, bu yüzden Harry de arkasını döndü. Tom Riddle kapıdan içeri girdi ve Dumbledore'un masasının önünde durdu. Gözleri hala kızarmıştı ama daha önce burun yerine yılan yüzlü bir canavar olan yerde şimdi yirmili yaşlarının ortalarında bir adam duruyordu. Riddle konuştu: "Dumbledore, benimle görüştüğünüz için çok teşekkür ederim. Size bir teklifim var." Dumbledore adamı dikkatlice inceledikten sonra sordu: "Bana kesinlikle katılacağımdan emin olmanıza neden olan ne tür bir teklif olabilir?" Riddle sırıttı. "Barış teklif etmeye geldim."
Güncellemeler düzensiz gelebilir.
Ölüm Temizleyicileri, savaşta yer alıp almadıklarına bakılmaksızın tüm Slytherinleri ortadan kaldırmayı amaçlayan bir gruptur. Bir sonraki hedefleri: Daha önce Narcissa Black olarak bilinen Draco Malfoy ve Narcissa Malfoy.
Daha parlak bir gelecek özlemleriyle motive olan Draco ve Narcissa zamana geri yolculuk eder, ancak geçmiş eylemlerinin sonuçlarından kaçamayacaklarını fark ederler.
"İyi misin?!" Draco, Harry'nin yüzüne fısıltıyla bağırdı.
Şimdi, Harry gözlüğünü takmadan pek iyi göremiyordu ama Draco'nun biraz farklı göründüğünü anlayabiliyordu — bebekliğin şişmanlığı azalmış, yüz hatları daha belirginleşmişti. Sesi de biraz daha kalınlaşmıştı, neredeyse Harry'ninki gibi arada çatlıyordu.
Harry başını salladı, aklı karışıktı.
"N-n-ne y-yapıyorsun b-burada?!" Harry, sıkışmış yanaklarının arasından fısıltıyla bağırarak karşılık verdi.
"Seni kurtarmaya geldim, elbette!"