Ateş Kalbi
“Lütfen, yalvarırım Granger. Gryffindor propagandanı yaymaya başlama. Aşk her şeyi düzeltmez.”
“Her şeyi düzelteceğini hiç söylemedim. Sadece insanların aksi takdirde yapmayacakları şeyleri yapmalarına neden olduğunu kastediyorum. Mantığı görüyorsun Malfoy. Eski yolların yanlış olduğunu biliyorsun. Ama aşk, değişimi gerçekten istemene neden olabilir.”
“Çocukça duyguların olmadan değişimi arzuluyorum.”
“Ama onun için savaşacak mısın?”
Hermione, yanıldığında asla itiraf eden biri değildi. Harcanan her damla kara büyü ve yine de pişman değildi. Kemiklerindeki, kalbindeki acı. Bu savaşın sonucundan pişmanlık duymak yeterli değildi. Hayatta. Sevdikleri hayatta. Önemli olan tek şey buydu. Değil mi?
Hogwarts'taki sekizinci yılında Hermione'nin tek dileği, savaşın kalıntılarını aşmaktı. Sınıf arkadaşlarıyla barışmak. Arkadaşlarıyla paylaştığı aşkı bulmak. Tek dileği her şeyin eskisi gibi olmasıydı.
Draco'nun tek isteği, en büyük hatalarından bazılarının ardından normalliği bulmaktı. Tek isteği, seçimlerinin gerçekten ne olduğunu birinin görmesiydi. Arkadaşlarını, ailesini hayatta tutmak için bir plan. Barışı arzuluyor.